Haber

İzmirli Emekçi Kadınlar 8 Mart İçin Yürüdü: “Erkek Egemenliği, Ayrımcılık, Şiddet ve Cehalete Karşı Mücadeleyi Yükselteceğiz”

KERİM UĞUR

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş Sendikası İzmir Şubesi üyesi emekçi kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü protesto etti. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yürüyen kadın işçiler adına açıklama yapan General-İş İzmir 8 Nolu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin, “Erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddet ve tacize, nefret söylemine karşıyız. , karar alma mekanizmalarından dışlanma ve yok sayılma mücadelesini yükselteceğiz” dedi.

DİSK Genel-İş Sendikası İzmir şubesine üye kadın işçiler, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Alsancak Kıbrıs Şehitleri’nde bir araya gelerek sloganlar eşliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüdü. Emekçi kadınlar, ‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’, ‘Yaşasın kadın dayanışması’, ‘Kadın yaşam özgürlük’, ‘Karanlığa teslim olmayacağız’ gibi sloganlar attı.

6 Şubat depremlerinin ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan basın açıklaması öncesinde yardım isteyen vatandaşların ses kayıtları dinletildi; Depremde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sırasında bazı kadınların ağladığı görüldü.

DİSK Ege Bölgesi Temsilcisi Memiş Sarı’nın da katıldığı eylemde kadınlar adına açıklamayı Genel-İş Sendikası İzmir 8. Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin okudu.

“DEPREM AFETİ KADINLARIN YÜKÜNÜ ARTIRARAK TEMEL İHTİYAÇLARA ERİŞİMİNDEN KAÇIRDI”

Deniz Şahin Gümüştekin, 8 Mart’ı bu yıl büyük bir ekonomik, sosyal ve siyasi krizin yanı sıra tüm Türkiye’yi derinden sarsan bir deprem felaketiyle karşıladıklarını belirtti.

“Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi, deprem kadınları ve kız çocuklarını daha çok etkiledi, kadınları sevdiklerinin acısıyla hayatlarını yeniden inşa etmeye, geride kalanların hayatını sürdürmeye zorladı, onları fiziki ve fiziksel durumla baş başa bıraktı. Depremin manevi yükü.Bir tabiat olayı olan deprem,devletin rantçı politikaları ve deprem sonrası yaşananlar.Örgütsüzlük nedeniyle felakete dönüşmüştür.Bu afet kadınların ve kadınların yükünü artırmıştır. kadınları temel ihtiyaçlara ulaşamaz hale getirdi.Barınma başta olmak üzere su, tuvalet ve hijyen ekipmanlarına erişim aradan geçen bir ayda bile ortadan kaldırılamadı.Siyasi iktidar, salgında olduğu gibi, deprem felaketinde de toplumsal cinsiyet sistemlerini hayata geçiremedi. kadın eşitliğini amaçlayan kadınlara yönelik koruma ve destek politikası, depremden etkilenen vatandaşları ve kadınları depremin yıkıcı sonuçlarıyla baş başa bırakmıştır. Bölgede yaraların sarılmasında kadınlar ve kız çocukları öncelikli olmuştur. alın” dedi.

“SAVAŞI YÜKSELTECEĞİZ”

Geçmişten günümüze her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı, eşdeğer işe eşit fiyat diyerek başta çalışma hayatı olmak üzere işyerlerinde, sokaklarda ve hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için çabalarını sürdürmektedir. Bugün depremin yaralarını sarmak için yurdun dört bir yanındaki kadınlar, ekonomik krizin ve depremin getirdiği eşitsizlikleri, yoksunlukları ve acıları ortadan kaldırmak için ilmek ilmek dayanışma örüyorlar. Kadın emeği hayatın her alanında değişmeye ve dönüşmeye devam ediyor. Erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddet ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz.”

“GÜVENLİ ÇALIŞMA, YAŞAM ŞARTLARI SAĞLANMALIDIR”

Gümüştekin, kadınların taleplerini şöyle sıraladı:

“Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, garantili ve insan onuruna yakışır işler yaratılmalıdır. Depremden etkilenen kadınların istihdama katılmaları için özel önlemler alınmalıdır. Esnek-güvencesiz ve kayıt dışı istihdam Kadın istihdamında tek seçenek olarak sunulan istihdama son verilmeli, garantili çalışma, inançlı yaşam koşulları sağlanmalıdır.

“KADINLARIN İSTİHDAMA KATILIMININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALIDIR”

Kadınların istihdama katılımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bakım ve barınma yükünü üstlenecek ücretsiz, nitelikli kreşler ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı, kreş olanaklarından erkek işçiler de yararlanmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde de süratle hayata geçirilmelidir.

Barınma en temel haktır. Deprem bölgesinde kadınlara imanla barınma imkânı sağlanmalıdır. Kadınlar ve kız çocukları için dini yaşam alanları oluşturulmalıdır. Deprem sonrası artacak olan şiddet, taciz ve tacize karşı özel önlemler alınmalıdır.

“6284 SAYILI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE KANUN ETKİN OLARAK UYGULANMALIDIR”

Kadın ve kız çocuklarının temel ihtiyaçları arasında yer alan hijyen seti, mama ve çocuk bezi gibi eşyaların sarsılma alanına ücretsiz, düzenli ve her zaman formda ulaştırılması düzenlenmelidir.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun aktif olarak uygulanmalıdır.

Şiddet ve Tacize İlişkin ILO Sözleşmesi 190 onaylanmalıdır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, çalışma hayatı başta olmak üzere hayatın her alanında uygulanmalıdır.

Başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere eşit olmayan ve korunmaya muhtaç gruplar için kamu hizmetleri yeniden düzenlenmelidir.

Depremde yakınlarını kaybeden, hayatlarını yeniden kurmaya çalışan, depremin getirdiği tüm zorluklarla mücadele eden, depremden etkilenen başta kadınlar olmak üzere herkesin yanında olduğumuzu iletiyor ve diyoruz ki ‘ Dayanışma Yaşatıyor’.

haberarhavi.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu